İngilizce Çeviri Testleri Ana Sayfası

TEST – 21

1) The maintenance of price controls on energy in the recent past evokes the medieval concept of the " just price ".
A) Günümüze kadar enerji fiyatlarının kontrolünde her zaman orta çağ "Adil fiyat" kavramı geçerli olmuştur. ,
B) Enerji fiyatlarının sürekli olarak kontrol altında tutulması amacıyla ortaçağ "adil fiyat" kavramı tekrar gündeme getirilmistir.
C) Yakın geçmişte enerji uzerinde fiyat kontrollerinin sürdürülmesi, ortaçağ "adil fiyat" kavramını anımsatmaktadir.
D) Yakın bir geçmişe kadar, enerji fiyatlarının belirlenmesi ve kontrolünde ortaçağın "adil fiyat" kavramına bağlı kalınmıştır.
E) Son yıllarda enerji ile ilgili olarak yapilan fiyat ayarlamaları, sanki ortaçağ "adil fiyat" kavramından esinlenerek yapılmıştır.

2) Market economy has produced even greater economic prosperity than the early defenders of capitalism thought possible.
A) Piyasa ekonomisi, kapitalizmin ilk savunucularının mümkün olacağını düşündüklerinden daha büyük bir ekonomik refah sağlamıştır.
B) Kapitalizmin başlangıçtaki savunucuları, piyasa ekonomisinin daha razla refah sağlayacağını düşünmüşlerdir.
C) Ekonomik refahın ancak piyasa ekonomisi ile sağlanabileceğini, kapitalizmin ilk savunuculari. ortaya atmıştır
D) Kapitalizmin ilk savunucuların görüşüne göre, piyasa ekonomisi daha büyük refah sağlama imkanlarına sahiptir.
E) Piyasa ekonomisinin sağladığı yaygın ekonomik refah, kapitalizmin başlangıçtaki savunucularının düşündüğü gibi olmamıştır.

3) At the start of the gulf crisis it was very important to establish that Iraq really had violated international law.
A) Körfez bunalımının, Irak'ın uluslararası yasaları ve anlaşmaları çiğnemesi sonucu ortaya çıktığı gözardı edilemez bir gerçektir.
B) Körfez bunalımı esnasında, Irak'ın uluslararası anlaşmaları hiçe saydığı bir kere daha ispatlandı.
C) Körfez bunalımının başlangıcında, Irak'ın uluslararası yasaları gerçekten çiğnediğini kanıtlamak çok önemli idi.
D) Irak uluslararası yasaları çiğnediği için körfez bunalımının ortaya çıktığı bilinen önemli bir gerçektir.
E) Körfez bunalımı ile ilgili en önemli gerçek, Irak'ın başlangıçta uluslararası yasaları çiğnemiş olmasıdır.

4) It seems possible that, in the future scientists will use a gene to make cancer cells more responsive to treatment.
A) Kanser hücresinin tedavisi için gelecekte bilim adamları tarafından daha çok sayıda gen kullanılması mümkündür.
B) Gelecekte, kanser hücrelerinin tedaviye daha çok cevap vermesini sağlamak için bilim adamlarının gen kullanması mümkün görülmektedir.
C) Gelecekte, bilim adamlarının daha çok gen kullanarak kanser hücrelerini tedavi etmeleri olasılığı giderek önem kazanacaktir.
D) Kanser hücrelerinin gelecekte etkili bir şekilde tedavi edilebilmeleri için bilim adamları gen kullanmaya daha çok önem veriyorlar.
E) Kanser hücrelerinin tedaviye daha çabuk cevap vermesini sağlamak amacıyla bilim adamlan gelecekte genlerden yararlanmayı düşünmektedirler.

5) At the last cabinet meeting it was decided that the tax on certain consumer goods would have to be reduced.
A) Son bakanlar kurulu toplantısında alınan karar gereğince, çok sayıda tüketim malının vergisinin indirilmesine karar verildi
B) Tüketim malları ile ilgili verginin indirilmesi son bakanlar kurulu toplantısında kesin olarak karara bağlandı.
C) Son bakanlar kurulu toplantısında hangi tüketim mallarının vergisinde indirim yapılacağına karar verildi.
D) Bir dizi tüketim malının vergisi, son bakanlar kurulu toplantısında alınan karardan sonra indirildi.
E) Son bakanlar kurulu toplantısında, bazı tüketim malları üzerindeki verginin indirilmesi gerektiğine karar verildi.

6) In a democratic country a citizen enjoys certain rights but also has certain responsibilities to the community at large.
A) Toplumdaki her yurttaşın belli haklara sahip olmasi, demokratik bir ülkenin temel sorumluluğudur.
B) Demokratik olan bir ülkede, bir yurttaşın topluma karşı sorumluluk taşıması ona bazı haklar da sağlar.
C) Genel olarak, topluma karşı sorumlulukları olan demokratik ülke yurttaşının sahip olduğu haklar da vardir.
D) Demokratik bir ülkede, bir yurttaş belli haklara sahiptir fakat aynı zamanda tüm topluma karşı da sorumlulukları vardir.
E) Demokratik bir ülkede, topluma karşı sorumlulukları olan her yurttaş, elbette belli haklar da talep eder.

7) One wonders why Chile, with so many advantages in the way of climate, soil and natural resources, should be such a poor country.
A) Şili'nin, gerek iklim ve toprak, gerekse doğal zenginlikler bakımından tüm imkanlara sahip olmasına ragmen gittikçe yoksullaşması pek çok insanı şaşırtmaktadır.
B) Elverişli iklim yapısı, toprak ve doğal kaynaklar gibi pek çok zenginliğe sahip olan Şili'nin neden hala yoksul bir ülke durumundan kurtulamadığına herkes şaşırmaktadır..
C) İklim, toprak ve doğal kaynaklar bakımından bu kadar çok imkana sahip Şili'nin neden boylesine yoksul bir ülke olduğuna insan hayret ediyor.
D) Herkesi oldukça şaşırtan olgu, hem iklim ve toprak hem doğal kaynaklar bakımından zengin olan Şili'nin yoksul bir ülke olmasıdır.
E) İklim, toprak ve doğal kaynakları bu kadar zengin olmasına rağmen Şili'nin, bunları fakirlikten kurtulma yolunda kullanmamasına insan hayret ediyor.

8) The conquest of Spain by Muslims in the nineth century AD made this country a centre of science.
A) MS 9.yüzyılda İspanya'nın Müslümanlar tarafından fethi, bu ülkeyi bir bilim merkezi haline getirmiştir.
B) Müslümanların MS 9. yüzyılda İspanya'yı işgal etmelerinin nedenlerinden birl.bu ülkenin bir bilim merkezi olmasıdır,
C) İspanya'da bilim merkezlerinin ortaya çıkması, bu ulkenin MS 9. yüzyüda Müslümanlar tarafından ele geçirilmesinden sonradir.
D) MS 9. yüzyılda bir bilim merkezi olan İspanya, Müslümanlar tarafından fethedildi.
E) Müslümanların MS 9. yüzyılda İspanya'yı işgal etmelerinden önce, bu ülke zaten önemli bir bilim merkeziydi.

9) It is possible to draw some conclusions from the data presented.
A) Bir sonuca varabilmek için bazı verilere ihtiyaç olduğu açıktır..
B) Sunulan verilerden bazı sonuçlar çıkarmak mümkündür.
C) Sunulan verilerden herhangi bir sonuç çıkarmak uzak bir ihtimaldir.
D) Verilerden elde edilmiş olan onuçları yeniden değerlendirmek gerekir.
E) Sonuçları, sunulan verilere göre değerlendirmek de mümkündür.

10) As regards the high inflation in the country, no government has yet found an effective solution.
A) Hükümet, ülkedeki yüksek enflasyonu düşürmek ihedefiyle bir çözüm yolu bulamamıştır.
B) Ülkede yüksek enflasyon olduğundan hükümet henüz kesin bir çözüm bulmuş değildir.
C) Ülkedeki yüksek enflasyonla ilgili olarak, henüz hiçbır hükümet etkili bir çözüm bulamamıştır.
D) Hiçbir hükümet, ülkedeki yüksek enflasyonu göz önüne alarak gerekli çözümleri önerememiştir.
E) Ülkedeki yüksek enflasyon sebebiyle, hükümet halen köklü bir çözüm bulamamıştır.

11) A colleague of ours, who has recently been appointed permanent representative to the Netherlands, has unfortunately developed lung cancer.
A) Hollanda'da temsilcimiz olarak yıllardan beri çalışmış bir meslektaşımızda maalesef akciğer kanseri görülmektedir.
B) Hollanda'da ticari temsilcilik yapmakta plan bir arkadaşımızda ne yazık ki akciğer kanseri olduğu ortaya çıkmış.
C) Ne yazık ki, akciğer kanserine yakalanmış olan bir arkadaşımız, daimi temsilci olarak Hollanda'ya gönderildi.
D) Daimi temsilci olarak geçenlerde Hollanda'ya atanan bir meslekdaşımız, maalesef akciğer kanserine yakalanmış.
E) Baş temsilcimiz olarak geçenlerde Hollanda'ya yeniden atanmış olan meslektaşımıza maalesef akciğer kanseri teşhisi konmuş.

12) From the reading of her book, it is clear that Doctor Julia Ryder has a lot more to say on this subject.
A) Kitabını okuyunca, bu konu ile ilgili olarak Doktor Julia Ryder 'ın söyleyeceklerinin çok daha fazla olduğu anlaşılıyor.
B) Doktor Julia Ryder 'ın konu hakkında söylediklerinin çoğu, kitabı okununca anlaşılıyor.
C) Doktor Julia Ryder 'ın kitabim okuyunca, bu konu ile ilgili olarak ne kadar çok şey söylediği anlaşılıyor.
D) Bu konu ile ilgili olarak Doktor Julia Ryder 'ın söylediklerinin pek çoğu kitabından okunabilir.
E) Bu konu ile ilgili kitabını okuyunca, Doktor Julia Ryder 'ın pek çok şey söylediği anlaşılıyor.

13) Whatever measures the Ministry may have taken against smuggling, it is vital that the public should also be enlightened about the matter.
A) Yolsuzluğa karşı hangi tedbirlerin alinması gerektiği hususunda Bakanlik kamuoyu oluşturmaya çalışılmaktadır.
B) Silah kaçakçılığına karşı alınan tedbirlere ek olarak bir de Bakanlik kamuoyunu da aydınlatmak için konu üzerinde duruyor.
C) Yolsuzlukları önlemek için Bakanlığın aldığı bir dizi tedbire ek olarak konu hakkinda kamuoyu da aydınlatılıyor.
D) Rüşvete karşı ne gibi tedbirler alinmasi gerektiği hususunda Bakanlik kamuoyuna açıklamalar yapmayı uygun görüyor.
E) Kaçakçılığa karşı Bakanlık hangi tedbirleri almış olursa olsun, konu hakkında kamuoyunun da aydınlatılması şarttır.

14) If he knew what the Board had decided as regards his promotion, he would be terribly disappointed.
A) Naklen tayini hakkinda Kurul'un nasıl bir karar verdiğini bilirse, büyük üzüntü duyacak.
B) Tayini için Kurul'un verdiği kararı bilseydi, derhal istifa ederdi.
C) Kendi dururmu ile ilgili olarak Kurul'un kararının ne olduğunu bilmiş olsaydı, tayin edilmeyi kesinlikle istemezdi
D) Terfisi ile ilgili olarak Kurul'un neye karar verdiğini bilse, tarnbir düş kırıklığına uğrardı.
E) Başarısızlığı nedeniyle hakkinda Kurul'un ne tür bir karar vereceğini bilseydi, son derece sinirlenirdi.

15) I firmly believe that we must put into effect some urgent plans so as to increase productivity.
A) Üretimi artıracak çeşitli planlar geliştirmemiz gerektiği görüşüne tamamen katilıyorum.
B) Verimliliği artirmak için bazı acil planları yürürlüğe koymamız gerektiğine kuvvetle inamyorum.
C) Üretimi geliştirmek hedefiyle yapılan planları uygulamaya koymak zorunda olduğumuz kanısındayım.
D) Verimliliğin artırılması bakımından bazı önemli planlar geliştirmemiz gerektiği düşüncesindeyim.
E) Verimlilik düzeyini geliştirmek gayesiyle bazı kapsamlı planlar üzerinde durmamız gerektiği inancındayım.

16) Turkey's membership of the European Community will be of vital importance for the development of our international economic relations.
A) Turkiye'nin Avrupa Topluluğu'na üyeliği, uluslararası ekonomik ilişkilerimizin gelişmesi bakımından hayati bir önem taşıyacaktır.
B) Uluslararasi ekonomik ilişkilerimizin geliştirilmesi için Turkiye'nin Avrupa Topluluğu'na üye olması son derece önemli görülmektedir.
C) Turkiye'nin uluslararasi ekonomik ilişkilerinin artmasiyla, Avrupa Topluluğu'na üyelik büyük önem taşımaktadır.
D) Uluslararasi ekonomik ilişkilerimizin gelişmesi sonucu Turkiye'nin Avrupa Topluluğu'na üye olmasi daha da çok önem kazanmıştır.
E) Türkiye'nin Avrupa Topluluğu'na üyeliğinden sonra uluslararasi ekonomik ilişkilerimizin geliştirilmesi çok büyük önem taşıyacağı açıktır.

17) Propose what they may, we are not going to accept their views on this issue.
A) Bu konuda ne gibi öneriler ileri sürecekleri hususunda herhangi bir görüşümüz bulunmamaktadır.
B) İstedikleri önerileri yapmış olsalar da bu sorunla ilgili görüşlerini kimseye kabul ettiremeyecekler.
C) Ne önerirlerse önersinler, bu konudaki görüşlerini kabul etmeyeceğiz.
D) Ne gibi öneriler getirecekleri belli değilse de onların bu konuya bakış açılannı kabul edemeyiz.
E) Her ne önerirlerse önersinler, bu konu ile ilgili olarak hiç birini kabul etmedik.

18) Owing to an unexpected delay in the delivery of the mail, his application did not reach us in time.
A) Postanın dağıtılmasındaki beklenmeyen gecikme nedeniyle, başvurusu bize zamanında ulaşmadı.
B) Mektuplarin dağıtımı gecikince, bize yaptığı başvuru saatinde ulaşamadı.
C) Postadaki beklenmeyen gecikme yüzünden başvurusunu zamanında bize gönderilmedi.
D) Başvurusunun bize zamanmda ulaşmamasının sebebi, postanın dağıtımında meydana gelen gecikme idi.
E) Postanın hiç tahmin edilmeyen gecikmesi, onun başvurusunun bize çabuk ulaşmamasına sebep oldu.

19) It was unanimously agreed by the board that a new plant should be opened in Canada.
A) Kurulun onayladığı yeni fabrika Kanada'da açılacaktır.
B) Kurul, öncelikle Kanada'da yeni bir fabrika acilmasını onaylamıştır.
C) Kanada'da yeni bir fabrika açılması, kurul tarafından oybirliği ile kabul edilmiştir.
D) Kurula, yeni fabrikanın Kanada'da açılması önerilmiştir.
E) Kurulun onayı üzerine, Kanada'da yeni bir fabrika açıldı.

20) Among Texas' priorities in international politics, membership of the European Community takes the first place.
A) Teksas, Avrupa Topluluğu'na üye olabilmek için, uluslararası ilişkilerindeki öncelikleri geniş bir şekilde tespit etmiştir.
B) Teksas'ın uluslararasi politikadaki oncelikleri arasında Avrupa Topluluğu üyeliği başta gelmektedir.
C) Avrupa Topluluğu'na üyelik, Teksas'ın uluslararasi politikasındaki ilk tercihtir.
D) Uluslararasi ilişkiler bakımından, Teksas'ın en başta gelen amaci Avrupa Topluluğu'na girmektir.
E) Teksas, Avrupa Toplulugu'na girmekle uluslararasi politikada çeşitli avantajlar elde edecektir.
21) The reports we have received so far concerning the disaster seem to be exaggerating the situation.
A) Felaketle ilgili olarak bizlere ulaşan raporların tümü, abartılı bir biçimde kaleme alınmış.
B) Felaketle ilgili olarak, durumun abartıldığı değişik raporlar aldik.
C) Aldığımız bütün raporlarda, felaketin neden olduğu durum çok abartılmaktadır.
D) Felaketle ilgili olarak bugiine kadar aldığımız raporlar durumu abartıyor görünüyor.
E) Alınan raporlann hepsi, felaket sonucu ortaya çıkan durumu ayrıntılı olarak anlatıyor.

22) The company accountant, charged with embezzlement, has been put on trial.
A) Zimmetine para geçirmekle suçlanan şirket muhasebecisi mahkemeye verildi.
B) Şirketi zarara soktuğu için muhasebeci aleyhinde birçok dava acıldı.
C) Şirketin iflasına yol açtığı iddiasıyla muhasebeci denetim altına alındı.
D) Hapse atılan şirket muhasebecisi, rüşvet almakla suçlandı.
E) Yolsuzluk yaptığı iddiasıyla şirketin muhasebecisi hapse mahkum edildi.

23) The growth of industrialism in the East is related to the growth of democracy.
A) Doğuda sanayinin gelişmesi demokrasinin ortaya çıkması ile hızlanmıştır.
B) Demokrasinin güçlenmesi, Doğuda sanayileşmenin hızlanmasının bir sonucu olmuştur.
C) Sanayi ve demokrasinin Doğudaki gelişmesi ortak bazı ilkelere dayanmaktadir.
D) Demokrasinin gelişmesi, batıda sanayinin gelişmesi ile mümkün olmuştur.
E) Doğuda sanayinin gelişmesi, demokrasinin gelişmesi ile ilişkilidir.

24) Widespread vaccination campaigns carried out by the Ministry of Health have been effective in reducing infant mortality.
A) Sağlık Bakanlığının yürüttüğü geniş aşı kampanyaları sonucunda, bebek ölümleri bir sorun olmaktan çıkmaktadır.
B) Bebek ölümlerinin azaltılması amacıyla, Sağlık Bakanlığı geniş bir aşı kampanyası başlattı.
C) Bebek ölümlerinin azaltılmasında en önemli etken, Sağlık Bakanlığı'nın başlatmış olduğu yaygın aşı kampanyasıdır.
D) Bebek ölümlerini azaltmak için Sağlık Bakanlığı'nca yürütülen aşı kampanyaları başarılı olmuştur.
E) Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülen yaygın aşı kampanyaları, bebek ölümlerinin azalmasında etkili olmuştur.

25) Deforestation is causing an alarming decrease in the amount of farming land.
A) Ormanların azlığı, sulu arazi miktarının giderek tehlikeli olarak ortadan kalkmasına neden olmaktadır.
B) Ormanların yok edilmesi sebebiyle, tarim arazisinin ciddi şekilde azaldığı görülmektedir.
C) Ormanların yok olmasi, ekilebilir toprakların miktarında tehlikeli bir azalmaya neden olmaktadır.
D) Ekilebilir topraklafin tehlikeli bir şekilde azalması, ormanların yok edilmesi ile ilgilidir.
E) Ormanların yok olması etkeniyle, tarıma elverişli toprakların miktarında azalma olmaktadır.

Menu

Çeviri Formları

Çevirmenlik başvurusu

Copyright © Designed by ingilizce çeviri sitemap